“Ünlü halk ozanımız kimdir?” sorusu, kulağa masum bir merak gibi gelse de kültür politikalarının, medya ekonomisinin ve hafıza siyasetinin tam merkezine saplanan bir bıçaktır. Cevap vermek için ezbere başvurmak kolay; ama kolay cevaplar genellikle doğru değildir. Ünlü Halk Ozanımız Kimdir? Kolay Cevapların Konforunu Bırakmak Bu yazıya açık bir iddiayla başlıyorum: “Ünlü halk ozanımız” diye tek bir isim söylemek, halk şiirini tek renge boyamaktır. Evet, Aşık Veysel’i biliriz; Karacaoğlan’ı, Pir Sultan Abdal’ı, Neşet Ertaş’ı, Dadaloğlu’nu, Âşık Mahzuni’yi, Şah Hatayi’yi duymuşuzdur. Fakat ezbere sıralanan bu isimler, çoğu zaman televizyon belgesellerinin ve ders kitaplarının merceğinden süzülmüş dar bir penceredir. “Ünlü” dediğimiz şeyin kendisi,…
Yorum BırakGünün Satırı Yazılar
Yük Taşıyan Kişiye Ne Denir? Etiketin Ağırlığı, Emeğin Gerçeği Bu soruya vereceğimiz cevabın, şehirlerimizin gölgesinde kalan binlerce insanın hayatını doğrudan etkilediğini iddia ediyorum. “Yük taşıyan kişiye ne denir?” Kimi “hamal” der, kimi “taşıyıcı”, kimi “porter”, kimi “nakliye işçisi”. Benim derdim tek bir doğru cevap bulmak değil; bu kelimelerin her birinin taşıdığı kültürel çağrışımları, sınıfsal bakışları ve görünmezleştirilen emeği masaya yatırmak. Çünkü adlandırma masum değildir. Bir ismi seçtiğinizde bir dünya görüşünü, bir güç ilişkisini, bir ücret politikasını da seçmiş olursunuz. “Yük taşıyan kişiye ne denir?” sorusunun kısa cevapları hızlıdır; ama çabuk cevaplar çoğu zaman yüzeyseldir. “Hamal” denildiğinde tarihsel bir meslek, kimi…
Yorum BırakHibritleşme Neden Olur? Eğitimde Dönüşümün Ardındaki Güç Bir Eğitimcinin Samimi Girişi Eğitim dünyasında, gelişen teknolojiler ve toplumsal değişimlerle birlikte çok hızlı bir dönüşüm yaşanıyor. Hibritleşme, son yıllarda yalnızca ulaşım ve iş dünyasında değil, eğitim alanında da karşımıza çıkan önemli bir kavram haline geldi. Hibritleşme, yüz yüze eğitim ile çevrimiçi eğitim yöntemlerinin birleşimini ifade eder. Peki, eğitimde hibritleşme neden bu kadar önemli bir konu haline geldi? Öğrenme sürecindeki dönüşüm, sadece materyalleri ve öğretim yöntemlerini değil, aynı zamanda bireylerin düşünme, hissetme ve öğrenme biçimlerini de dönüştürüyor. Bir eğitimci olarak, öğrencilerin sürekli değişen ihtiyaçlarına nasıl daha verimli bir şekilde cevap verebileceğimizi sorgularken, hibrit…
Yorum BırakHendese Bilen Ne Demek? Antropolojik Bir Perspektiften Kültür, dil ve semboller, toplumların kimliklerini oluşturur ve bireylerin dünyayı nasıl algıladığını şekillendirir. Bir antropolog olarak, kültürlerin çeşitliliğini ve bu çeşitliliğin topluluklar üzerindeki etkisini derinlemesine anlamak benim için büyük bir merak kaynağıdır. Dil, insanların düşünce tarzlarını yansıtan en güçlü araçlardan biridir ve bazen bir kelime ya da deyim, o toplumun değerlerini, geleneklerini ve yaşam biçimini anlatmak için yeterli olabilir. Bugün, Türkçe’de sıkça karşılaşılan ve kökeni eski Türk toplumlarına dayanan “hendese bilen” ifadesini, bir antropolojik bakış açısıyla inceleyeceğiz. Hendese bilen ne demek? Bu terimi anlamak, aslında bir kültürün nasıl bilgi birikimi oluşturduğunun, toplulukların kendilerini…
Yorum BırakHacamat Öncesi Neler Yasak? Eğitimci Bakış Açısıyla Bir Pedagojik İnceleme Bir eğitimci olarak, her bireyin öğrenme sürecinin farklı dinamiklerle şekillendiğini gözlemliyorum. Öğrenmek, yalnızca bilgi edinmekten ibaret değil; aynı zamanda bir dönüşüm, bir gelişim sürecidir. Bu dönüşüm, bireylerin hem bedensel hem de zihinsel sağlıkları üzerinde derin etkiler bırakabilir. Hacamat, geleneksel bir tedavi yöntemi olmasının yanı sıra, vücut ve zihin arasındaki dengeyi sağlama amacını taşır. Ancak, hacamat öncesi belirli kısıtlamalar ve yasaklar, hem bedensel hem de ruhsal sağlığın korunması adına büyük bir öneme sahiptir. Bu yazımda, hacamat öncesi neler yasak olduğunu, pedagojik bir bakış açısıyla, öğrenme teorileri ve toplumsal etkiler çerçevesinde inceleyeceğiz.…
Yorum BırakProf. Mehmet Kalpaklı Kimdir? Osmanlı’dan Günümüze Mizahın ve Bilgeliğin Ustası Bazen öyle bir akademisyen çıkar ki, hem ciddi hem eğlenceli olmayı başarır. Tarihi anlatırken sanki Netflix dizisi izliyormuşsunuz gibi hissettirir. İşte Prof. Mehmet Kalpaklı tam da böyle biri! Osmanlı’yı anlatırken bir anda sohbetin rotası kahkahalara sapar, sonra bir bakmışsınız araya bir beyit sıkıştırmış, ardından stratejik bir analizle sizi tarihin derinliklerine sürüklemiş. Yani hem tarihçi hem de bir tür stand-up sanatçısı gibi düşünün! — Bir Tarihçi, Bir Edebiyatçı ve Bir Mizah Ustası Bir Araya Gelse… Prof. Mehmet Kalpaklı, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nün en tanınan simalarından biridir. Osmanlı kültürü, edebiyatı, şiiri…
Yorum BırakMetin Hara’nın Annesi Kimdir? Bir Spiritüel Adamın Arkasındaki Kadın Gücü Şimdi itiraf edelim: “Metin Hara kimdir?” sorusuna ülke olarak zaten alıştık. Ama “Metin Hara’nın annesi kimdir?” sorusu, işin asıl derinliğini merak edenler için yeni bir aydınlanma kapısı! Çünkü biliyoruz ki, her başarılı erkeğin arkasında ya gözlerini deviren bir kadın ya da sabırla “boşver oğlum, sen kalbini dinle” diyen bir anne vardır. Hazırsanız, bu yazıda hem annelik enerjisinin gücünü hem de biraz “erkek stratejisi – kadın empatisi” ekseninde bol kahkahalı bir keşfe çıkıyoruz. Metin Hara’nın Annesi Kimdir? İşin Gerçek Yüzü Önce ciddi bilgiyle başlayalım: Metin Hara’nın annesi, Nurdan Hara. Kendisi uzun…
Yorum BırakErozyon ve Heyelan: Güç, Toplumsal Düzen ve Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Analiz Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimci’nin Girişi Toplumsal düzenin çerçevesini oluştururken, bazen doğal felaketlerin siyaseti nasıl şekillendirdiğini göz ardı ederiz. Erozyon ve heyelan gibi doğal olaylar, sadece çevresel değişiklikler yaratmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal yapıları da dönüştürür. Bu bağlamda, bir siyaset bilimci olarak sormak gerekir: Doğanın bu yıkıcı güçleri, güç ilişkilerini ve toplumsal yapıyı nasıl etkiler? Ne yazık ki, bazen bu felaketlerin iktidar, kurumlar ve ideoloji üzerindeki etkisi genellikle göz ardı edilir. Erozyon ve heyelanlar, sadece fiziksel çevremizdeki değişikliklere yol açmakla kalmaz; aynı zamanda bu…
Yorum BırakKapari Turşusu Ne Kadar Yenmeli? Stratejik Erkekler, Empatik Kadınlar ve Bir Kavanoz Mutluluk! Düşünün… Akşam yemeği masasında sofranın yıldızı: Kapari turşusu. Ama ortada büyük bir soru var: “Ne kadar yemeliyim ki hem sağlıklı olayım hem de sabah midem konser vermesin?” İşte bu yazı tam da bu sorunun cevabını arayan, ama bunu yaparken biraz gülmeye, biraz da düşünmeye niyetli olanlar için! Kapari Turşusu: Küçük Ama Etkili Bir Atom Bombası 🍃 Kapari turşusu dediğin şey, minicik olabilir ama etkisi devasa! Tıpkı evdeki kumandanın nerede olduğunu bilen tek kişinin anne olması gibi… Yani bu minik yeşil bombalar, vücuduna antioksidan yağmuru yağdırır, sindirim sistemini…
Yorum BırakKanuni Esasi Hangi Padişah Döneminde İlan Edildi? Tarihin En “Anayasal” Sürprizi Tarihi olaylar genelde ciddi, ağır ve sıkıcı anlatılır ama bugün biraz farklı bir yol izleyeceğiz. Çünkü kim demiş anayasa konusuna eğlenceli yaklaşılmaz diye? Hazır olun, Osmanlı tarihinin en kritik dönüm noktalarından birine kahkahalarla yaklaşacağız. Gelin, hem erkeklerin stratejik “taht planlarını” hem de kadınların ilişki odaklı “saray dedikodularını” mizah süzgecinden geçirerek bu konuyu birlikte çözümleyelim! Önce Cevabı Verelim: Kanuni Esasi’nin Sahibi II. Abdülhamid! Evet, çok da uzatmadan cevabı patlatalım: Kanuni Esasi, 23 Aralık 1876’da II. Abdülhamid döneminde ilan edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk anayasası olarak tarihe geçen bu belge, padişahın mutlak…
Yorum Bırak