Psikolojik Problemler Genetik Midir? İşte Cevabım: Hayır, Ama Belki Evet!
Günümüzün en tartışmalı konularından birine el atmak istiyorum: Psikolojik problemler gerçekten genetik midir? Hepimizin zihninde bir yerlerde bu soru var, değil mi? Ya da belki kafamızda daha karmaşık bir versiyonu: “Benim depresyonum ailemden mi geçti, yoksa ben kendi başıma mı battım?” İnsanlar genellikle bu konuda kesin bir şeyler söylemeye çalışıyor. Kimi diyor “tabii ki genetik, bak ailesinde de var!”, kimisi de “hayır, çevresel faktörler çok daha önemli, bunu sen yarattın!” Fakat mesele bu kadar basit mi gerçekten? Gelin, hep birlikte biraz kafa karıştırıcı bir şekilde bu soruyu inceleyelim.
Güçlü Yönler: Genetik Faktörler Gerçekten Önemli!
Beni tanıyanlar bilir, ben bir bilim insanı değilim, ama biraz mantık ve araştırmayla konuşmayı seven biriyim. Yani, evet, psikolojik problemler genetik olabilir. Kısacası, bazı psikolojik bozukluklar, özellikle depresyon, anksiyete gibi durumlar, genetik yatkınlıkla ilişkili olabilir. Hadi, kimseyi kandırmayalım, bilimsel çalışmalar bu konuda ciddi bir bağ kuruyor. Örneğin, araştırmalar, depresyonun genetik bir bileşeni olduğunu gösteriyor. Ailede depresyon öyküsü olan kişilerin, bu durumu yaşama olasılıkları diğerlerine göre daha yüksek. Yani bu bir gerçek: Bazen genler gerçekten ‘bu senin kaderin’ diyor gibi hissedebiliyoruz.
Biraz daha açayım: Genetik yatkınlık, aslında bir tür “zihinsel predispozisyon” (yani eğilim) yaratıyor. Bu, demek değil ki “Ah, ailemde depresyon var, ben de otomatikman depresif olacağım!” Tabii ki değil. Ama bu bir faktör. Yani, her şeyi ailesine yüklemek ne kadar kolay olsa da, o kadar basit de değil. Evet, genetik yapımız bazı psikolojik rahatsızlıklara daha yatkın olmamıza neden olabilir. Ama burada biraz ‘şansa’ da bağlı işte. Şansımıza, kim bilir, bu konuda da bazen biraz ‘şanssız’ olabiliriz.
Zayıf Yönler: Genetik Tek Başına Her Şeyi Açıklayamaz!
Şimdi, biraz da bu genetik savına karşı çıkalım. Hep diyoruz ya, “Neden insanlar her şeyi genetikle açıklamaya çalışıyor?” Tamam, genetik faktörler önemli, ama sadece genetikle her şey çözülmez. Çünkü çevresel faktörler de devreye giriyor. Hayatında stresli bir dönem, travmalar, kötü ilişkiler, çocukluk travmaları, bunlar da önemli! Yani, genetik, sadece başlangıç noktasını oluşturuyor; ama geri kalan her şey çevremizdeki dünyayla şekilleniyor.
Mesela, İzmir’de yaşıyorum ve her gün sosyal medyada gördüğüm, hayatını ‘perfect’ gibi göstermek isteyen insanlardan bıktım. Her şey mükemmel, ama bu insanların yaşadığı stresli dönemler, yanlış ilişkiler veya baş etmedikleri duygusal durumlar neden hiç tartışılmıyor? Kimse bunu ‘genetik’ diye açıklamıyor, çünkü hayatın o çirkef yanları, bizim ‘görmek’ istemediğimiz kısmı. Bu yüzden, yalnızca genetik faktörleri öne çıkararak psikolojik rahatsızlıkları açıklamak, bence biraz “kolaycılık” gibi geliyor. Hepimiz hayatımız boyunca bir sürü faktörle karşılaşıyoruz; ve bazen sadece ‘çevre’ bizi daha fazla etkiliyor. Hadi canım, genetik değil, yaşadığın stres seni hasta ediyor bazen.
Genetik ve Çevre: Bir İkilik Var mı?
Peki, acaba bu ikisini dengelemek mümkün mü? Yani, bir yanda genetik, bir yanda çevre… Hangisi daha güçlü? Bu soruya kesin bir cevap vermek gerçekten zor. Ama bana kalırsa, birinin diğerine üstün olduğunu söylemek yerine, her ikisinin de etkileşime girdiğini kabul etmek en doğrusu. Sonuçta, zihinsel sağlık sadece ‘çok kötü bir gen’ ya da ‘çok stresli bir yaşam’ ile açıklanamaz. Birinin vücuda yüklediği etkiler, diğerinin sağlığını da etkiliyor. Yani genetik ve çevresel faktörler, bir tür dans gibi… İkisi de birbirine bağlı, birinin diğerine etkisi var ve hayat boyu bu dans devam ediyor.
Psikolojik Problemlerin İleriye Dönük Etkisi: Gelecekte Ne Olacak?
Geleceğe dair bir sorum var: Eğer psikolojik bozukluklar tamamen genetikse, yani her şey genetik faktörlere dayanıyorsa, çevresel faktörleri ne yapacağız? İnsanlar giderek daha fazla stresli, daha yalnız ve daha depresif hale geliyorsa, bu durumları sadece ‘genetik’le açıklamak, hem sorunun derinliğini küçümsemek hem de insanların duygusal sağlığını anlamaktan kaçmak olur. Bu nedenle, psikolojik sorunların gelecekte daha da yaygınlaşacağı kesin. İyi haber: Bu konuda daha fazla farkındalık yaratmak önemli ve bilim dünyası da bu konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama kötü haber: Eğer genetik faktörler çok baskınsa, belki de bu sorunları çözmek için çok daha derin ve kapsamlı çözümler bulmamız gerekecek.
Sonuçta Ne Diyoruz?
Psikolojik problemler genetik mi? Kısaca, evet, olabilir. Ama kesinlikle bu kadar basit değil. Genetik faktörler bir yere kadar belirleyici olabilir, ama çevre de önemli bir rol oynuyor. Hem genetik hem çevresel faktörler bir arada oynuyor. O yüzden, hepimiz aynı potaya atılmıyoruz, ama bizi bir şekilde o potaya sokan bir dizi faktör var. Genetik, çevre, stres, yaşam olayları, bunların hepsi etkileşim içinde. Gerçek şu ki: Herkesin zihinsel sağlığına etki eden birden fazla faktör var ve bu konuyu sadece genetikle açıklamak, gerçekten yetersiz olur.